USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Teknoloji

Teknoloji, Hayatımızı Nasıl Gerçek Bir Distopyaya Çevirdi?

Teknolojinin hayatımızı ne kadar kolaylaştırdığından, bizi ne kadar ileri taşıdığından hep bahsediyoruz. Peki hiç diğer pencereden bakıp yaratılan korkunç ve distopik manzarayı gördünüz mü?

Teknoloji, Hayatımızı Nasıl Gerçek Bir Distopyaya Çevirdi?
10-11-2022 20:09
Google News

Parmak ÖZETİ| izi, yüz hatta iris tanıma, dronelar, vatandaş puanlama sistemleri, internet kısıtlamaları, yasaklar, konum takipleri, sosyal medya propagandaları, yalan haber servisleri ve daha fazlası. 

Teknoloji bir yandan hayatımızı kurtarırken, bir yandan insan hakları ihlallerine yol açan ve kimi devletlerin kötüye kullandığı yanlarıyla geleceğin ne kadar karanlık olabileceğini hatırlatıyor. Son yıllarda artan uygulamalarla teknolojinin 'güçler' tarafından kötüye kullanımının bizi nasıl bir distopyaya hapsetmeye başladığına örnekler üzerinden göz atalım.

'Haberi bir tek benden alabilirler, bir tek benim doğru dediğime inanabilirler' diyen hükümetler, internet kısıtlamaları ve sosyal medya yasakları ile defalarca halklarını dünyadan soyutlamaya çalıştı.

Dünya üzerinde pek çok ülkede Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlar yasaklılar listesinde. İşi bambaşka bir boyuta taşıyıp koca ülkeye internet kısıtlaması getirenler bile var. 

Örneğin İran, yaşanan son protestolar sonrası ülkede internet erişimini tamamen kapatmayı denedi. Sosyal medyayı yasakladı. Halkının olan biteni yalnızca kendi kaynaklarından öğrenmesini isteyen Rusya, geçtiğimiz aylarda büyük bir sosyal medya yasağı getirdi.Çin ise bu konuda zaten mimli. Ülkenin kendi sosyal medya platformu var ve diğer platformlar yasaklı; ancak ülkenin kendi platformun tüm verileri doğrudan hükümete rapor ediliyor… Kuzey Kore bu konuda en 'şok edici' uygulamaları yürüten ülkelerden biri. Ülkede internete erişim yalnızca devlet kurumları ve bazı seçili üniversitelerde var. Ancak bu da dışa oldukça kapalı bir internet…Nijerya, Türkmenistan ve Hindistan da geçmişte 'devlet ve kamu güvenliğine zarar vermesi' gibi gerekçelerle defalarca TikTok, Twitter, Facebook ve VPN uygulamaları gibi internet erişim araçlarını yasakladı. 

Yıllar içerisinde farklı gündemlere bağlı olarak ülkemizde de farklı yasaklarla karşılaştık. Bu yasaklar kalıcı olmasa da, yaşandığı dönemde büyük tartışmalara neden olmuştu.

Pek çok uygulama, verileri hükümetlerle paylaşıyor. Mesajlar, medyalar ve daha fazlası denetim altında tutuluyor

Bu konu büyük tartışmalara sebep olsa ve pek çok teknoloji devi 'yalnızca gerekli durumlarda' veri paylaştığını söylese de, hükümetler teknoloji şirketleri üzerinde baskı kurarak 'kişisel veri gizliliği' ihlaline yol açacak olsa bile verilerimize ulaşabiliyor.

Hukuki engellere takılan hükümetler ise yeni gereklilik maddeleri yaratarak 'bize bu bilgileri vereceksiniz' demenin türlü yollarını buluyor. 

Telegram gibi veri gizliliği ile öne çıkan uygulamalar bile sık sık talep edilen verileri gerekli koşulları sağlamamasına rağmen hükümetlere sunmakla suçlanıyor. Facebook'un FBI'a sürekli veri sağladığı, Twitter'ın benzer adımlar attığı yıllar içinde çıkan türlü haberlerle tekrar tekrar ortaya konuyor. 

Huawei de bu konuda büyük tartışmalara dahil olan şirketlerden biri. Şirket her ne kadar kabul etmese de Çin hükümetine veri sağladığı iddiaları uzunca dönem gündemi meşgul eden konulardan biriydi.

Dronelar vatandaş avına çıkıyor, yapay zeka ve yüz tanıma sistemleri herkesi her an takip ediyor. Bütün bunlar bize kısaca 'Big brother is watching you' diyor