Apple ÖZETİ| TV, en iyi filmler arayışında olanlar için bir hazine değerinde. Platform; dramdan komediye, bilim kurgudan belgesele kadar farklı türlerdeki yüksek puanlı filmlerle izleyicilerin karşısına çıkıyor. İster klasik sinema eserlerini yeniden keşfetmek isteyin ister günümüzün çığır açan filmlerini izlemeye doyamayın, Apple TV'de herkese göre bir şeyler bulunuyor.
Apple TV'de izleyebileceğiniz en iyi filmler, sinema dünyasının en parlak yıldızlarını bir araya getiriyor. Apple TV yüksek puanlı filmler koleksiyonu, eleştirmenlerden tam not almış ve izleyicilerin gönlünde taht kurmuş yapımlardan oluşuyor. Haydi gelin sizler için hazırladığımız Apple TV en popüler filmler listesine bir göz atalım.
IMDb puanlarına göre Apple TV'nin en iyi filmleri:StillCODAKillers of the Flower Moon/Dolunay KatilleriTetrisCha Cha Real SmoothThe BankerThe Tragedy of MacbethGreyhoundThe Pigeon TunnelFlora and SonFinchSharperYou Hurt My Feelings/Kırgınım SanaCausewayOn the RocksHayatın zorlukları karşısında cesaret ve umut arayanlara: Still
Sevilen oyuncu Michael J. Fox'un hayatına odaklanan bu belgesel tarzı film; Fox'un kariyerine başladığı genç yaşlardan itibaren yaşadığı iniş ve çıkışları, Parkinson hastalığı ile olan mücadelesini ve bu zorluklar karşısında gösterdiği inanılmaz direnci anlatıyor. Filmde, Fox'un kariyerindeki parlak anlardan kişisel hayatındaki zorlu dönemlere kadar pek çok önemli olaya yer veriliyor.
Film, sadece Michael J. Fox'un hayranları için değil hayatın zorlukları karşısında cesaret ve umudu arayan herkes için ilham verici.
Gülerken birden ağlamaya başlayabilirsiniz: CODA
CODA (Child of Deaf Adults), işitme engelli yetişkinlerin çocuğu anlamına geliyor ve film de tam olarak bu dünyaya bir pencere açıyor. Hikâye, Ruby adında 17 yaşında bir kızın etrafında dönüyor. Ruby, işitme engelli bir ailenin tek işiten üyesidir ve ailesinin balıkçılık işinde onlara yardımcı olurken kendi hayallerini de keşfetmeye başlar.
Genel olarak CODA; sıcak, samimi ve duygusal bir hikâye ile her yaştan ve her kesimden insanı kucaklayan izleyicilerin kalbini kazanmayı başaran bir film. Herkesin kendinden bir parça bulabileceği hem güldüren hem de düşündüren bir yapıt.
Gerilim dolu bir dedektif hikâyesinin ötesinde: Killers of the Flower Moon/Dolunay Katilleri
Film, 1920'lerin başında Oklahoma'da yaşanan gerçek bir olayı merkezine alıyor. Bu dönemde Osage Kızılderili Kabilesi üyeleri, kabile toprakları altında bulunan büyük petrol rezervleri sayesinde zengin olmuşlardır.
Ancak bu zenginlik, onları kıskanan ve bu serveti ele geçirmek isteyen bir dizi tehlikeli kişinin de dikkatini çeker. Ne yazık ki bu dönemde birçok Osage üyesi gizemli şekilde öldürülmüş ve bu olaylar, "Osage Katliamı" olarak tarihe geçmiş.
İşte film tam olarak bu korkunç olayları ve ardındaki komployu aydınlatma çabasını konu alıyor ve genç FBI ajanlarından birinin gözünden anlatılıyor. Dolunay Katilleri, sadece bir suç hikâyesi değil aynı zamanda Amerikan tarihindeki adaletsizliğin ve ırkçılığın bir yansıması.
Basit bir oyunun arkasındaki karmaşık hikâye: Tetris
Tetris filmi, dünyanın en ünlü video oyunlarından birinin doğuş hikâyesini merkezine alıyor ve bu süreçte Taron Egerton'un canlandırdığı karakterin rolleri üzerinden anlatılıyor. Ancak bu, sıradan bir video oyunu yapım hikâyesi değil. Tetris'in arkasındaki mücadele; Soğuk Savaş döneminin politik gerilimleri, hileler, entrikalar ve uluslararası bir macera ile dolu.
Yaşamın iniş çıkışlarına dair içten bir bakış: Cha Cha Real Smooth
Üniversiteden mezun olduktan sonra hayatının ne yöne gideceğinden emin olmayan Andrew, ailesinin evine geri döner ve kardeşinin okul arkadaşlarının Bar Mitzvah partilerinde dans liderliği yaparak para kazanmaya başlar.
Film, Andrew'un bu işi yaparken Domino adında genç bir annenin ve onun otizm spektrumunda olan kızı Lola'nın hayatlarına dokunmasıyla gelişen olayları anlatıyor.
Adalet ve eşitlik için yapılan mücadelenin önemini anlatan: The Banker
Gerçek bir hikâyeden esinlenen film, 1950'lerin Amerika'sında ırkçılığa ve eşitsizliğe karşı mücadele eden iki siyahi iş adamının ilham verici yolculuğunu anlatıyor.
Bernard Garrett ve Joe Morris, Amerikan rüyasını gerçekleştirmek ve siyahi topluluklara finansal özgürlük sağlamak için zekice bir plan yaparlar. Dönemin ayrımcı yasalarını ve sosyal normlarını aşmak için cesur bir strateji geliştirirler.
The Banker, dönemin sosyal ve ekonomik engellerine meydan okuyan gerçek hayattan alınmış kahramanların hikâyesini anlatırken izleyiciyi hem düşündüren hem de ilham veren bir film. Mutlaka göz atmanız gereken filmler listesine şimdiden ekleyin bizce.
William Shakespeare'in zamansız eseri olan Macbeth'in modern bir yorumu: The Tragedy of Macbeth
Film, Macbeth'in İskoçya kralı olma hırsıyla başlar. Bir savaş kahramanı olan Macbeth, üç cadının kehaneti ve karısının manipülasyonları sonucu kralı öldürmeye karar verir.
Bu karar, hem kendisinin hem de çevresindekilerin yıkımına yol açar. Macbeth ve Lady Macbeth'in iktidar hırsı; suçluluk duyguları, paranoya ve çılgınlıkla iç içe geçmiş bir hikâye örgüsünde anlatılıyor.
Film aynı zamanda iktidar, hırs ve vicdanın çatışması gibi evrensel temaları işliyor. Macbeth'in yükselişi ve düşüşü, insan doğasının karanlık yönlerine dair derin bir sorgulama sunarken izleyicilere ahlaki seçimlerin ve kişisel hırsın sonuçları üzerine düşündürüyor.
Tarihin derin sularında boğulmak istiyorsanız tam da size göre: Greyhound
Greyhound, âdeta denizlerin derinliklerinden çıkan bir gerilim fırtınası. Tom Hanks, bu filmde USS Greyhound'un kaptanı Ernest Krause olarak karşımıza çıkıyor ve bize II. Dünya Savaşı'nın ortasında, Atlantik'in soğuk sularında bir liderin ne demek olduğunu gösteriyor.
Hikâye, ilk defa komuta koltuğuna oturan Krause'un Nazi U-botlarıyla dolu suları aşarak müttefik gemilerini güvenli bir limana ulaştırma mücadelesini anlatıyor. Bu yolculuk sadece fiziksel bir meydan okuma değil aynı zamanda karakter sınavı.
Soğuk Savaş'a ilginiz varsa mutlaka göz atmalısınız: The Pigeon Tunnel
Errol Morris'in yönetmenliğindeki belgesel; le Carré'nin kendi sesinden çıkan son ve en içten röportajıyla izleyiciyi bir yandan Soğuk Savaş'ın karmaşık dünyasına çekerken diğer yandan bir yazarın kaleminden dökülen kurgu ile gerçekliğin ince çizgisinde dolaşıyor.
Hayatındaki tüm zorluklara göğüs germiş bir anne: Flora and Son
Kalpleri ısıtan ve Dublin'de geçen bir anne-oğul hikayesini konu alan bu film, sıradan hayatların içindeki olağanüstü dönüşümleri ve müziğin iyileştirici gücünü ön plana çıkarıyor.
Filmin merkezindeki Flora; hayatının karmaşasında boğulmuş, tek başına bir oğlu olan, güçlü ve mücadeleci annedir. Oğlu ile arasındaki ilişki zorlu dönemden geçmektedir; iletişim eksikliği, yanlış anlamalar ve ergenlik döneminin getirdiği meydan okumalarla doludur.
Sonuç olarak film; izleyicilere hayatın karmaşasında bile müzik ve sevgiyle dolu anlar bulabileceğimizi, bu anların bizi bir araya getirebileceğini ve hayatımızı zenginleştirebileceğini içimizi ısıtarak anlatıyor.
Macera ve bilim kurgu bir arada olsun diyorsanız: Finch
Başrolünü Tom Hanks'in canlandırdığı Finch adındaki bir adamın yaratmış olduğu robot arkadaşı ve sadık köpeği ile birlikte çıktığı olağanüstü bir yolculuğu konu alıyor. Dünyanın son günlerinde geçen hikâye; hayatta kalma mücadelesi, dostluk ve insan olmanın anlamı üzerine derin düşüncelere daldırıyor.
Her bir sahnesiyle merak uyandıran: Sharper
Film, zekice kurgulanmış bir dolandırıcılık hikâyesini merkezine alıyor. New York'un ışıltılı sokaklarından başlayıp elitlerin kapalı kapılar ardındaki dünyasına uzanıyor ve izleyicileri beklentilerin ötesine taşıyan bir maceraya sürüklüyor.
Sırlarla dolu karakterleri, beklenmedik dönüşleri ve akıl oyunlarıyla dolu senaryosuyla gerçeklerin ne kadar aldatıcı olabileceğini gözler önüne seriyor.
İlişkilerdeki güveni ve samimiyeti ele alan: You Hurt My Feelings/Kırgınım Sana
Film, Julia Louis-Dreyfus'un canlandırdığı bir yazarın ve Tobias Menzies'in oynadığı onun eşi olan bir psikoterapistin hikâyesini konu alıyor. Bu çift, kariyerleri ve kişisel hayatlarında karşılaştıkları zorluklarla mücadele ederken bir gün yazarın eşinin, onun yazdıkları hakkında olumsuz düşündüğünü ve bunu başkalarıyla paylaştığını duymasıyla her şey değişir.
İlişkilerdeki iletişim kopuklukları, yanlış anlamaları ve bunların üstesinden gelme çabalarını incelikli bir mizah ve derin duygusal anlayışla işleyen Kırgınım Sana; aşkı, bağışlamayı ve olgunluğu konu alıyor.
Bol bol dram öğesi arayanlara: Causeway
Jennifer Lawrence (Lynsey), Afganistan'da görev yaparken ciddi bir beyin hasarı geçiren ve eve döndüğünde fiziksel/duygusal iyileşme yolculuğuna çıkan bir Amerikan askerini canlandırıyor. Film; Lynsey'nin zorlu iyileşme sürecini, geçmişle yüzleşmelerini ve yeni bir hayat kurma çabalarını derinlemesine işliyor.
Hem güldürsün hem de ağlatsın diyenlere ilaç gibi gelecek: On the Rocks
New York'un büyülü sokaklarında dolaşan film, bir baba ve kızının hikayesini anlatırken kalbinizi ısıtıyor. Sofia Coppola'nın yönetmen koltuğunda oturduğu ve başrollerini Rashida Jones ve Bill Murray'in paylaştığı, tatlı bir dram-komedi.
Jones, Laura adında hayatın monotonluğuna sıkışıp kalmış ve evliliğindeki samimiyeti yeniden keşfetmeye çalışan genç bir annedir. Murray ise Laura'nın şarapları kadar zengin hikâyelere sahip, yaşamayı seven ve maceracı ruhlu babası Felix'i canlandırıyor.
İlginizi çekebilecek film öneri listelerimize aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Editor : Şerif SENCER
