Kahramanmaraş ÖZETİ| merkezli depremler sonrası yaşanan koordinasyon sorunu gündemdeki yerini koruyor. Deprem sonrası müdahalede TSK’nin geç kalmasıyla ilgili eleştirilere Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar yazılı açıklama ile yanıt verdi.
Depremin olduğu an olan 4.17’den 13.24’e kadar yapılanları açıklayan Akar, “TSK ilk andan itibaren yapılması gereken ne varsa yaptı” ifadelerini kullanırken, eleştirilere “Gerçekleri yansıtmayan bu yanlı iddialar iyi niyetle izah edilemez” diyerek tepki gösterdi. Açıklanan verilerde TSK’nin kaç personelle deprem bölgesinde bulunduğu belirtilmezken uzmanlar bu açıklamanın bile birçok aksaklığı ortaya koyduğunu söyledi.
“Sayın Bakan’dan ‘Daha etkin olamadığımız için üzgünüz, özür dileriz’ demesini beklerdim” diyen emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Hava Kuvvetleri’ne ait ulaştırma uçaklarının çok yoğun çalıştığını biliyoruz, onlara minnettarız. Hatta donanmaya ait bazı gemilerin erken olmasa da bölgeye yönlendirildiği görülmüştür. Kara Kuvvetleri birliklerinden bölgede mevcut olanların daha erken sahada görünmeleri gerekirdi. Görünmediler. Bölge dışından yapılan takviyelerin de daha erken ve nicel olarak daha yoğun olarak bölgeye sevki uygun olurdu. Bakan Akar tarafından ilk gün 3 bin 500, ikinci gün 7 bin 500, üçüncü gün 16 bin 785 askerin yardım çalışmalarına katıldığı açıklandı. Bu sayılar afet bölgesinin genişliğive depremin yıkıcılığı dikkate alındığında yetersizdir” dedi.
"ELEŞTİRİ DÜŞMANLIK DEĞİL"
Yavuz ek olarak şunları söyledi: “AFAD tarafından yapılan Türkiye Acil Müdahale Planı’na (TAMP) bakılırsa, plan bir ilde deprem olacağı ve diğer illerin de deprem olan ili destekleyeceği varsayımına dayandırılmış. Esas hata buradan kaynaklanıyor. Daha çok ili kapsayacak bir deprem için hazırlık yapılmamış, bu plana bağlı olan TSK’nin de yeterli hazırlık yapmadığı anlaşılıyor. İl valilikleriyle illerdeki askeri birlikler arasında nasıl bir planlama yapıldığını bilmiyoruz. Planlama hatalı olunca hazırlık da hatalıydı; bu manzara ile karşılaşıldı. Jandarmayı sahada gördük ama Kara Kuvvetleri yetersiz kaldı. Çok daha fazla birlik daha erken saatlerde/günlerde sahada olabilmeliydi. Deprem bölgesi dışından da Sivas ve Kayseri gibi yerlerden birlikler kaydırılabilirdi. İnsanlar bunu yaşayarak görmüşken her şeyi doğru ve zamanında yaptık demek doğru bir yaklaşım değildir. Eleştirilerden yararlanmasını bilmeliyiz. TSK hepimizin gözbebeğidir. Milletin ordusudur. Eleştirmek ona olan sevgimizin gereğidir. Sayın bakan bugün vardır yarın olmaz ama TSK hep var olacaktır ve maalesef doğal afetler de hep var olacaktır. Devlet ve onun bir parçası olarak TSK ne kadar hazırlıklı olursa milletin yanında olduğuna ve olacağına olan inanç o kadar güçlü olur. Bu yüzden eleştirileri düşmanlık olarak değil, dostluğun gereği olarak görmek lazımdır.”
Depremin ikinci gününden itibaren bölgede bulunan ve gönüllü bir ekibi komuta eden emekli Albay Orkun Özeller ise “Lojistik Komutanlığı da yapmış olan sayın bakan bazı durumları öngörmeli ve daha etkin olunmalıydı” dedi. “Depremin 52. saatinde Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeydim, takviye niteliğinde asker yoktu” diyen Özeller, “4. dereceden yardım çağrısı yapılması, durumun farkında olunduğunu gösterir. O zaman bunun gereği yapılmalıydı” ifadelerini kullandı.
“Deprem bölgesindeki birlikler zaten ilk etapta kendi sorununu çözmeye çalışır. Bölgeye Eğirdir’den, Edirne’den, başka bölgelerden birlikler gelmeliydi” eleştirisinde bulunan Özeller, “Örneğin Erzurum’da bulunan 9. Kolordu’ya bağlı Kars’ta 14. Mekanize Tugayı var. Burada sürekli kış tatbikatları yapılır. Bu birliğin o an için personel gücü yoksa bile kışlık giyecek stoku vardır” dedi. İnsani Yardım Tugayı’nın önceden EMASYA ve DAFYAR kapsamında Kızılay gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla tatbikatlar yaparak hazır kaldığını anımsatan Özeller, “Tugay nasıl bir hazırlık içindeydi ve hangi bölgelere gönderildi? Bunun yanıtını merak ediyorum” ifadelerini kullandı.
"ÇIKARMA FİLOSU GÖNDERİLMELİYDİ"
Açıklamada belirtilen iki firkateynin bölgeye gönderilmesinin uygun olduğunu belirten emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise “Asıl, afet konusunda yıllardır hazırlıklı olan Amfibi Tugay ve çıkarma filosunun hızlıca bölgeye sevk edilmesi gerekirdi” dedi. Mersin’de bulunan TCG İskenderun’un depremin ilk saatlerinde İskenderun’a yönlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Gürdeniz, sözlerini “Ayrıca tam teslimatı yapılmamış olsa da amfibi gemisi TCG Anadolu da tersaneden çıkarılarak bölgeye gönderilmeliydi. Dünya yakın deniz tarihinde bu tarz pek çok örnek mevcut” diyerek tamamladı.
Editor : Şerif SENCER