Kavurucu sıcakların yaşandığı yaz aylarında İstanbul'un içme suyunun karşılandığı barajlardaki doluluk oranı son yılların en düşük seviyesine indi.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İSKİ) internet sitesindeki verilere göre, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan 10 barajın toplam doluluk oranı yüzde 26,32’ye'ye düştü.
15 Eylül 2023 itibarıyla Ömerli 55,65, Darlık 40,29, Elmalı 16,98, Terkos 13,21, Alibey 17,55, Büyükçekmece 5,69, Sazlıdere 11,05, Istrancalar 22,87, Kazandere 5,84, Pabuçdere 3,73 olarak ölçüldü. Trakya'dan İstanbul'un su ihtiyacı karşılayan Kırklareli'nin Vize ilçesi sınırlarındaki Kazandere, Pabuçdere ve Istancalar barajlarının doluluk oranının ciddi bir şekilde düştü, bazı bölümler kurudu.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, kuraklığın her geçen etkisini daha fazla gösterdiğini söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün son raporlarına göre özellikle Marmara Bölgesi'nin son 12 aylık dönemde şiddetli kurak bölge olarak ilan edildiğini söyleyen Tecer,
"Tabii bunun sebeplerine baktığımız zaman ilk olarak aklımıza gelen şey yağışların azalması. Barajlardaki doluluk oranlarının düşmesinin sebebidir yağışlardaki azalma. Yağış analizleri de yine Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerinden incelediğimiz zaman Türkiye genelinde uzun dönemlik yağışların ortalaması 14,8 milimetre iken bu sene 2023 Ağustos ayında bu 6,4 milimetreye kadar düşmüş. Geçen yılın aynı ayında ise bu 16,1 milimetre imiş Türkiye genelinde. Bugün 6,4 civarında yani ortalamalara baktığımız zaman uzun dönem ortalamalarına yüzde 57-60 oranında bir düşüş var" dedi.
Yüzde 91 oranında yağışlarda azalma var
Prof. Dr. Tecer, Marmara Bölgesi'nde durumun daha vahim olduğunu belirterek, "Bölgenin bu ayki 2023 yılındaki aldığı yağış ağustos ayı itibarıyla 5 milimetre. Ama geçen yılın aynı ayında bu 42,5 milimetre idi. Buranın uzun dönemli ortalaması ise yaklaşık olarak 10- 19 milimetre civarındı. Dolayısıyla bu bölgede geçen yıla göre yüzde 91 oranında yağışlarda azalma var. Totalde ise uzun dönemli ortalamalara baktığımız zaman da yüzde 74 oranında bir azalma var. Bu bölge bu sene çok ciddi bir yağış azlığıyla, yağışsızlıkla karşı karşıya kaldı. Geçen sene de bundan söz etmiştik. Ortalama bu bölgeye düşen kar yağışlarında bir azalma var. Kar yağışları barajları, yer altı sularını besleyen en önemli kaynaklardan bir tanesi.
Dolayısıyla bu bölge yağışın azalması, sıcaklıkların artması nedeniyle yoğun ve şiddetli bir kuraklık yaşandı, yaşanıyor. Bunun etkisini de önümüzdeki günlerde muhakkak göreceğiz. Marmara'da durum vahim. Tabii bu bize şunu söylüyor, iklim değişikliği ile beraber azalan yağışlar, artan sıcaklıklar ve iklim anormallikleri aşırı seller, yağışlar bunlar hep iklim değişikliklerinin sonuçları" diye konuştu.
İklim değişikliğiyle mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tecer, "Burada hem kurumsal olarak, toplumsal olarak, bireysel olarak bu iklim değişikliği ile ilgili mücadelede iklim değişikliğine uyumlu kent yaşamına, değişen yaşama ve adaptasyon sürecine girmemiz lazım. Su kaynaklarımızı verimli kullanmamız lazım, atık olarak attığımız suları denize deşarj yerine arıtarak tekrar kullanmak lazım. Ve suyu az kullanan teknolojilere hem sanayimizde hem de kentsel yaşamımızda geçmek zorundayız.
Özellikle yağmur hasadı ile topladığımız gri suları sulama ve diğer amaçlarla kullanmalıyız. Tarımsal sulamada mutlaka ve mutlaka yağmurlama sulamaya ve damlama sulamaya geçmeliyiz. Vahşi sulamayı artık terk etmemiz gerekiyor. Yani sadece yağışların azalması, sıcaklıkların artması şeklinde algıladığımız sonuç çok daha ciddi sonuçlar doğuracak bir yöne, bir duruma doğru gidiyor" ifadelerini kullandı.
Editor : Şerif SENCER