USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Yaşam

İstiklal Madalyasından idam sehpasına! Adnan Menderes idam edilişinin 62. yılında anılıyor

27 Mayıs 1960 darbesi sonrası askeri cunta gölgesinde mahkeme tarafından yargılanarak idam edilen dönemin Başbakanı Adnan Menderes 'Yeter söz milletindir' anlayışıyla Türkiye'nin dönüşümle geçen 10 yılına 3 seçim zaferi sığdırdı.

İstiklal Madalyasından idam sehpasına! Adnan Menderes idam edilişinin 62. yılında anılıyor
17-09-2023 10:17
Google News

Milletin ÖZETİ| adamı Adnan Menderes

GALERİNİN DEVAMI <p>Merhum Başbakan Adnan Menderes, demokrasi hamleleri ve kalkınma atılımlarıyla Türkiye'nin önemli siyasi isimleri arasında yer aldı.

"><p>güçlü Türkiye hayalini politikaları ve kalkınma atılımlarıyla gerçekleştirmeye çalışan merhum Başbakan Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonucu "demokrasi şehidi" olarak Türkiye tarihine geçti.

"><p>AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, <a href=Türk siyasi tarihinin simge isimlerinden Ali Adnan Menderes, 1899 yılında Aydın'da dünyaya geldi. Annesi Tevhide Hanım, babası Ethem Bey ve ablası Melike'yi verem hastalığından kaybeden Ali Adnan, okulunu bitirmesinin ardından dedesi Hacı Ali Paşazade'nin kendisine miras bıraktığı Çakırbeyli Çiftliği'nin başına geçti. Çiftliğin büyük bir bölümünün köylüler tarafından kullanıldığını fark eden Menderes, 1932 yılında çiftliğin bu bölümünü tapu terki yoluyla köylülere bıraktı.

"><p>İzmir'in tanınmış ailelerinden Evliyazadelerin kızı Fatma Berrin Hanım ile 2 Eylül 1928'de evlenen Menderes'in bu evliliğinden Yüksel, Mutlu ve Aydın adında üç çocuğu oldu.</p><p> </p><p>Siyasi kariyerine Serbest <a href=Cumhuriyet Fırkası'nda başlayan Menderes, bu parti kurulmadan önce CHP'den bir teklif almış ancak kabul etmemişti. Menderes, Celal Bayar, İttihat ve Terakki Mektebi'nden hocası Vasıf Çınar ve çok iyi tanıdığı Halit Onaran ile görüşmesi sonrasında CHP'ye katıldı.

"><p><strong>Atatürk'ün keşfiyle milletvekilliğine giden yol</strong><br />CHP il yönetiminde göreve başlayan Menderes, parti teşkilatını Aydın'da <a href=yeniden kurdu.

"><p>Atatürk, Aydın'ı ziyareti kapsamında ilk başta kendisine iletilen iddiası üzerine CHP il yönetimini ziyaret etmek istememiş ancak heyetin ısrarı üzerine ziyaret gerçekleşmişti. Bu ziyaret kapsamında bir araya gelen Atatürk ve Menderes arasında soğuk başlayan görüşme 4 saat sürdü. Menderes'in görüşleri Atatürk'ün dikkatini çekti ve bunlardan bir rapor hazırlamasını istedi. Menderes, hazırladığı raporu Atatürk'e iletti.

"><p>1931 yılındaki erken seçimde aday olmadığı <a href=halde milletvekili seçilen Menderes, kendisini aday listesine Atatürk'ün koyduğunu öğrendi. Menderes, 1935, 1939, 1943 seçimlerinde CHP Aydın Milletvekili olarak aralıksız 14 yıl parlamentoda CHP grubunda görev aldı. Menderes, hükümetin Toprak Reformu Tasarısı'nın 1945'te Meclis'teki görüşmeleri sırasında sergilediği karşı duruş sonrasında siyaset sahnesinde tanınan bir isim haline geldi.

"><p><strong>Dörtlü Takrir</strong><br />İzmir Milletvekili Celal Bayar, Aydın Milletvekili Adnan Menderes, İçel Milletvekili Refik Koraltan ve Kars Milletvekili Fuat Köprülü, 7 Haziran 1945'te CHP Meclis Grubu'na kanunlardaki ve parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını içeren bir önerge verdi.</p><p>Türk siyasi hayatına

"><p>Parti içindeki çatışma üzerine Başbakan Şükrü Saraçoğlu basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye'de demokrasi olmadığına inananların Hükümete <a href=gazete kapatma yetkisi veren Basın Kanunu'nun 50. maddesini gerekçe gösterdiklerini ancak bunun savaş yıllarının getirdiği bir tedbir olduğunu savundu.

"><p>Menderes'in Başbakan Saraçoğlu'nun demecini gazete köşesinden değerlendirmesi parti içindeki rahatsızlığı <a href=daha da artırdı.

"><p>Ülkede demokrasi <a href=olmadığını savunan Fuat Köprülü ve Adnan Menderes için Başbakan Saraçoğlu'nun başkanlığında 21 Eylül 1945'te toplanan Parti Divanı ihraç kararı aldı. Refik Koraltan, ihraç kararını eleştirdiği için partiden uzaklaştırıldı. Celal Bayar ise Basın Kanunu'nun haberleşme hürriyetini sınırlayan 17. ve 50. maddelerinin değiştirilmesine dair tasarısı CHP Grup Toplantısı'nda reddedildiği için istifa etti.

"><p><strong>Demokrat Parti'nin kuruluşu</strong><br />Demokrat Parti (DP) 7 Ocak 1946'da Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kuruldu.</p><p>Demokrat Parti'nin bütün eleştirilerine rağmen, partinin kuruluşu <a href=üzerinden 4 ay geçmeden erken seçim kararı alınarak, önce yerel ardından genel seçim sürecine girdi.

"><p>26 Mayıs 1946'da yapılan yerel seçimlere girmeme kararı alan Demokrat Parti, partilileri sandığa gidip gitmemekte serbest bıraktı.</p><p> </p><p>CHP'nin <a href=kazandığı 1946 genel seçimlerinde Menderes, memleketi Aydın'dan değil Kütahya'dan milletvekili seçildi.

"><p>DP Meclis Grubu'nda görev dağılımı yapılarak, Meclis Grup Başkanlığına Celal Bayar, Grup Başkan Vekilliğine Fuat Köprülü, Yönetim <a href=Kurulu üyeliklerine Adnan Menderes, Emin Sazak, Yusuf Kemal Tengirşenk, Fuat Hulusi Demirelli, Ahmet Tahtakılıç ve Saim Ergenekon seçildi. Demokrat Partili vekiller, "seçimlere hile karıştırıldığını" savunarak seçimlerin iptal edilmesini talep etti ancak bu kabul edilmedi.

"><p><strong>Menderes'ten Basın Kanunu'nda yapılan sınırlı değişikliğe itiraz</strong><br />CHP hükümeti Basın Kanunu'nda değişikliğe gitti ancak bu değişikliğin sadece 50'nci madde ile sınırlı <a href=tutulması eleştirilere neden oldu.

"><p>Adnan Menderes, Basın Kanunu'ndaki bu sınırlı değişikliğe itiraz ederek, söz ve fikir hürriyetini baskı altına alan maddelerin değiştirilmemesini eleştirdi.</p><p> </p>

Adnan Menderes, 17 Eylül 1961'de idamıyla noktalanan süreçte 10 yıllık iktidarı boyunca üç seçim zaferi kazandı, Türkçe ezan zorunluluğunun kaldırılmasından Türkiye'nin NATO üyeliğine kadar ülkenin iç ve dış politikasına yön veren onlarca değişim hamlesine imza attı. Menderes hükümetleri, bu süreçte karşısına çıkan siyasi çalkantılara karşı da mücadele verdi.

AA'nın, Adnan Menderes'in siyasi hayatındaki önemli dönüm noktalarını arşiv belgeleriyle ele aldığı 3 bölümden oluşan haber dosyasının ikinci bölümünde, Menderes iktidarında Arapça ezana yeniden dönüş, Türkiye'nin NATO üyeliği başta olmak üzere iç ve dış politikadaki kritik gelişmeler ve darbe sürecine giden yol belgeleriyle ele alındı.

Merhum Başbakan Adnan Menderes, "Yeter söz milletindir" anlayışıyla kurduğu Demokrat Parti iktidarında, halk tarafından kabul görmeyen çok sayıda politikaya son verdi.

"ARAPÇA EZAN OKUMA YASAĞINI" 18 YIL ARADAN SONRA KALDIRDI

Dini özgürlüklerle ilgili attığı adımlar kapsamında Menderes, 1932 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığının talimatıyla uygulanan "Arapça ezan okuma yasağını" 18 yıl aradan sonra kaldırdı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 16 Haziran 1950 tarihli oturumunda kabul edilen değişiklik, Anadolu Ajansına da aynı gün Başbakanlık'tan gelen bir yazıyla bildirildi. Yazıda, kanunun Cumhurbaşkanı tarafından tasdik edildiği, 17 Haziran 1950 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanacağı ve aynı gün yürürlüğe gireceği belirtildi. Öte yandan yazıda, 17 Haziran 1950 tarihinden itibaren ezanın ve kametin Arapça okunmasının serbest olduğunun Başbakanlıktan vilayetlere "telle tebliğ edildiği" vurgulandı.

- DIYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ MÜFTÜLÜKLERE DİNİ LİSANLA EZAN OKUMAYI BİLMEYEN MÜEZZIN OLUP OLMADIĞINI SORAN YAZI

Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin imzasıyla 23 Haziran 1950'de bir müftülüğe gönderilen yazıda, "Ezan ve kameti din lisanı ile okumak yasağının ahiren B. Millet Meclisince kaldırılması hadisesinin vatandaşlar üzerinde husule getirdiği büyük ferahlık ve hoşnutluk, yurdun muhtelif bölgelerinden gelen yazılarda açıklanmaktadır." ifadelerine yer verildi.

Yazıda ayrıca müftülükten ezan ve kametin dini lisanla ne zamandan itibaren okunmaya başlandığının ve dini lisanla ezan okumayı bilmeyen müezzin olup olmadığının bildirilmesi istendi.

Menderes, İzmir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:

"Şimdiye kadar baskı altında bulunan dinimizi baskıdan kurtardık. İnkılap softalarının yaygaralarına ehemmiyet vermeyerek ezanı Arapçalaştırdık. Mekteplerde din derslerini kabul ettik. Radyoda Kur'an okuttuk. Türkiye bir Müslüman devletidir ve Müslüman kalacaktır. Müslümanlığın bütün icapları yerine getirilecektir."

- MENDERES'IN KORE HAREKATIYLA İLGİLİ AMERIKAN ULUSLARARASI HABER AJANSI'NA VERDIĞI RÖPORTAJ

Menderes hükümeti tarafından, 25 Temmuz 1950'deki Bakanlar Kurulu toplantısında Kore'ye askeri bir kuvvet gönderilmesine karar verildi.

Türk askerinin Kore'deki başarısı Türkiye'nin NATO'ya üye olmasında etkili oldu.

Türkiye tarafından NATO'ya girmek için ilk başvuru 11 Mayıs 1950'de yapılırken, Adnan Menderes hükümeti döneminde ise Türkiye, 1952'de NATO'ya tam üye olarak kabul edildi.

Cumhuriyet Arşivinde bulunan belgeler arasında Başbakan Menderes'in, Kore harekatıyla ilgili Amerikan Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Genel Müdürü Kingsbury Smith'in sorularına verdiği yanıtlar da yer alıyor.

Menderes mülakatta, nereden gelirse gelsin tecavüze uğramış herhangi bir memleketin yardım talebine icabetin, bütün üye devletlerin vazifesi olduğunu vurgulayarak, "Diğer yandan, şartın derpiş ettiği veçhile, dünya emniyetini ve barışı korumakla mükellef bir milletler arası askeri teşkilatın bir an evvel kurulmasındaki zaruret bu hadise ile de belirmiş bulunduğundan, bu konunun ciddiyetle ele alınması hususunun daha fazla geciktirilmesi caiz olmayacağı düşüncesindeyiz." ifadelerine yer verdi.

- HALKEVLERININ KAPATILMASI

Demokrat Parti milletvekilleri, halkevlerinin CHP'nin bir yan kuruluşu gibi çalıştığını savunuyordu.

Adnan Menderes, 12 Aralık 1950 günü partisinin meclis grubunda yaptığı konuşmada, "Halkevleri denilen müessese bugün toplumsal yapımızda bir diken gibi, bir yabancı cisim gibi önemsiz bir şeydir. Toplumsal, siyasal bir işlevi kalmamış, kapılarına zincir vurulmuştur." ifadelerini kullandı.

Halkevleri, CHP'nin itirazlarına rağmen 1951 yılında kapatıldı, köy enstitüleri ise öğretmen okullarına dönüştürüldü.

Halkevlerinin kapatılması konusu, DP'liler ile CHP'liler arasında en çok tartışılan konulardan biri oldu.

- MENDERES'İN EKONOMIK KALKINMA ATILIMLARI

Devletin ekonomik hayata müdahalesini yoğun bir şekilde eleştiren Menderes, iktidara geldiği ilk günden itibaren ekonomide liberal bir politika izledi. Menderes'in gerçekleştirdiği politikalarla ekonomide kalkınma dönemine giren Türkiye'de, serbest piyasa ekonomisine geçişe hız verildi.

İthalata getirilen kısıtlamaları kaldıran Menderes hükümeti tarafından kredi faizleri düşürülerek özel sektörün daha fazla kredi kullanımı teşvik edildi. Gelen kredilerin özellikle tarım alanında kullanılması önerilirken tarımda makineleşme çalışmaları başladı.

Yabancı sermaye girişini teşvik etmek amacıyla yasal mevzuat hazırlanarak KİT'lerin özel sektöre devri öngörüldü.

Marshall Planı'nın da katkısıyla ülkede yeni sanayi tesisleri kuruldu. 1954 yılında Türkiye Vakıflar Bankası kuruldu. Bu dönemde Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası yılda ortalama yüzde 9 büyüdü.

- 1954 GENEL SEÇİMLERİNDE İKİNCİ BÜYÜK ZAFER

2 Mayıs 1954'te yapılan genel seçimlere katılım, hiçbir kanuni zorlama olmamasına rağmen yüzde 88,63 gibi oldukça yüksek bir oranda gerçekleşti.

Demokrat Parti, yüzde 58 oy oranıyla, Meclis'teki milletvekili sandalyelerinin yüzde 93'ünü kazandı.

- DARBENIN AYAK SESLERİ "6-7 EYLÜL OLAYLARI"

Demokrat Parti'nin 1954'te kazandığı bu seçim zaferinin ardından, Kıbrıs'ta yaşanan sorunlar tüm ağırlığıyla hissedilmeye başlandı.

Kıbrıs konusunun müzakere edilmesi için 29 Ağustos 1955'te gerçekleştirilen Londra Konferansı'ndan, Türkiye'de yaşanan "6-7 Eylül Olayları" nedeniyle bir sonuç alınamadı.

"Atatürk'ün evinin bombalandığına" ilişkin bir haberle başlayan "6-7 Eylül Olayları", sıkıyönetim ilan edilerek ancak bastırılabildi.

Adnan Menderes'in yalan haber ve provokasyonlara karşı uyarı yaptığı o sözleri;