ERDEMİR, insan ve çevre sağlığını etkiliyor

Zonguldak’ta ÖZETİ| 1960 yılında kurulan ve Türkiye’nin en önemli demir çelik entegre tesislerinden biri olan ERDEMİR’in bacalarından kahverengi toz çıkıyor. Çıkan toz ve beraberinde yayılan koku, yurttaşların tepkisini çekiyor. Sosyal medya üzerinden görüntüleri paylaşan yurttaşlar, dönemsel olarak gerçekleşen bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyor. Yaşanan durumun normal olmadığını belirten İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hasancan Okutan, “Normal çalışan bir işletme şartlarında bu durum yaşanmaz. Yaşanan hem çevreye zarar hem de madde kaybıdır. Böyle tesislerin arıtma sistemlerinde ileri teknoloji kullanılıyor. Yüksek verimde çalışan toz tutma sistemleri, mevcut tozun yüzde 99.9’unu filtreler ve tozu tutar” dedi. Konuya ilişkin teknik bilgi veren Prof. Dr. Okutan, “Tesislerin kütlesel debi bakımından atmosfere saldığı madde miktarı çok yüksek. Bu miktar, milyon metreküpü bulabilir. Tabii milyon metreküp büyük bir toz bulutu oluşturur ve görsel olarak da ortaya çıkar. Bacadan buhar çıktığında biraz daha gri olur. Demir fabrikalarından çıkan tozlar renkli ve kolay hissedilir olur. Ancak görüntülere baktığımızda ERDEMİR’de acil ve beklenmeyen bir durum var gibi. Filtreler ya devre dışı ya da tadilat var” ifadelerini kullandı.

"ASİT YAĞMURUNA YOL AÇAR"

Görünen sarımsı renkteki dumanın içinde kükürt olduğunu belirten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ise “Kükürt, havadaki nemle buluştuğu zaman asit yağmurlarına yol açar. Bu da, hem insan sağlığını hem de tarımı olumsuz etkiler. Yanlış hatırlamıyorsam 2019 yılında yine Ereğli’deki fındık bahçelerinde asit tespit edilmişti” diye konuştu. Kahraman, “Yıllar önce bakanlık çevre görevlisi diye bir kavram oluşturdu. Çevre görevlileri de mühendislerden oluşan ve bu tür faaliyetlerin uygulamalarını denetleyen ve raporlayan bir ekiptir. Taşrada bu hizmeti veren arkadaşlar genelde hizmetin bedelini denetlediği kişiden alıyor” ifadelerini kullandı.

"PARAYA ÇEVİRME İLKESİ"

Yaşananlara karşı bakanlığın “kör ve sağır” olmayı tercih ettiğini dile getiren Kahraman, “Bunu tercih ediyor çünkü yaşananları görmesi durumunda bir şey yapması gerekecek. Biz çevre mühendisleri olarak bu konuları görmezden gelemiyoruz. Bu durumda da siyasi irade rahatsız oluyor” ifadelerini kullandı. Kapitalist sistemin beraberinde getirdiği problemler olduğunu belirten Kahraman, “Burada gördüğümüz duman, Marmara’da gördüğümüz müsilaj ve geçenlerde Erzincan İliç’te yaşanan kaza temel bir sorunun sonucudur. Temel sorun şu ki, bu tarz tesisler hemen paraya çevirme ilkesiyle hareket ederler. Basına kaza diye yansıyor ama bunlar kaza değil, öngörülen şeyler” diye konuştu.