İYİ ÖZETİ| Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki olağan grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:
"Geçtiğimiz cuma milletçe çok büyük bir acı yaşadık. Büyük bir faciaya şahitlik ettik. Madencilere karşı sorumluluğumuz var. Partimizin bünyesinde ne kadar hukukçu varsa, 41 maden şehitimizin ailesinin hakkını, hukukunu, hiçbir şey almadan en ciddi şekilde takip edeceksiniz! Bu işin sorumluluğu sizdedir.
Yaptığımız çalışmalar sonucunda gördük ki, birçok maden faciasında olduğu gibi Amasra'daki felaket de geliyorum demiş. Sayıştay uyarmış, raporuna yazmış, müfettişler defalarca uyarmış, ceza kesmiş. Ocakta çalışan maden işçileri bile uyarmış ama sayın Erdoğan'ın atadığı yetkililer kıllarını kıpırdatmamışlar. Göz göre göre gelen felaketi izlemişler. Artık maalesef bu duruma şaşıramıyoruz! Bu kor yüreğimize daha önce de düştü. Zonguldak'ta 30 canımızı kaybettik. Soma'da en büyük maden faciasında 301 insanımızı yitirdik. Ermenek'te 18 kardeşimizi kaybettik. Bartın'da yine aynı iş bilmezliğin, aymazlığın sebep olduğu bir katliama şahit olduk! Bilerek katliam diyorum, bu kadar uyarıya rağmen tedbir almazsanız ve ölüme bile bile lades derseniz yaşanan felaketin adı cinayet olur, katliam olur!"
AYRINTILAR GELECEK...
Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda kürsüdeki yerini almadan önce, akademisyen Kürşat Zorlu, partiye katılımı kapsamında konuştu.
Zorlu, "Beşinci kuruluş yıldönümüne haklı bir gururla yürüyen İYİ Parti ailesine katılmaktan haklı bir kıvanç duyuyorum. Yıllarını Türkiye'nin her alanda yücelmesini ve Türk dünyasının bütünleşmesi için adayan bir akademisyen olarak bugün burada olmanın en önemli sebebi yüreğimdeki vatan sevdasıdır. Bu sebeple bugün, benim için yeni bir mücadelenin başlangıcı değil, aynı zamanda yaşamımda açılan bir parantezin geleceğe yürüyüşü anlamını taşımaktadır" dedi.
Zorlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bildiğimiz gibi ülkemiz tarihinin en zorlu günlerini geçirmektedir. Milletimiz hayat pahalılığıyla boğuşurken gelir ve fırsat adaletsizliği kendisini göstermektedir. Yaşadığımız sorun çemberi yarınları kuşatan bir kültür şokuna dönüşmektedir. Dünyadaki gelişmeler ve bölgemizdeki ateş çemberi, çok yönlü ve millet eksenli bir duruşu gerekli kılmaktadır. Bundan böyle temel gayem Türk milletinin bir arada refah ve huzur içinde yaşaması, adaletle yönetilmesi bilimin önderliğine inanç ve insan sevgisi üzerinde yükselmesi olacaktır.
Kendime her zaman örnek aldığım Türk düşünce sisteminin önemli isimlerinden merhum Prof. Erol Güngör hoca şöyle demektedir 'Hakikatte milliyetçilik bir kültür hareketi olmak, dolayısıyla ırkçılığı, halka dayalı bir siyasi hareket olarak da otoriter idare sistemlerini reddeder, böyle ki halka rağmen kişiler hırslar, tercihler ve hevesler bir gün mutlaka milli iradenin kalpanına çarparak darmadağın olacaktır.' Çünkü son söz elbette Türk milletinindir. Milletimiz ise doğudan batıya kuzeyden güneye bütün vatandaşlarımızın ortak paydasıdır. Bu payda üzerinde her türlü ayrımcılığı reddederken, demografik geleceğimizi bir kırmızı çizgi olarak kabul ediyorum. Buradan hareketle milletimizi kaygılandıran ve her geçen gün daha büyük bir tehdit haline gelen sığınmacı sorununa bu çatı altında son verileceğine inanıyorum."
Editor : Şerif SENCER