Teknoloji

"Yardımlı İntihar" Nasıl Uygulanıyor? Türkiye'de Yasal mı?

Dünyada giderek yasallaşan ve doğuşu Antik Çağ'a dek uzanan ötanazinin bir çeşidi olan yardımlı intihar, günümüzde hâlen tartışılıyor. İntihar turizmi kavramını şekillendiren yardımlı intiharı, yasal olan bir ülkeye giderek gerçekleştirenlerin sayısı artıyor.

21-03-2024 22:43

Eski ÖZETİ| Yunancada "güzel (iyi) ölüm" anlamına gelen ötanazi, tıbben tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktan muzdarip olan kişinin, dayanılmaz acılarına son vermek adına kontrollü bir mekanizmayla öldürülmesi anlamına geliyor. Antik Çağ filozoflarının ve dinlerin şekillendirdiği bu kavram günümüzde üç farklı şekilde, bulunulan ülkenin kanunlarına bağlı olarak gerçekleştiriliyor. 

Aktif ve pasif ötanazinin ardından uygulaması yasallaşan yardımlı intiharda; hekim, kişinin ölümüne yol açacak bir ilacı reçete ediyor ancak tıbbi görevlilerin müdahalesi olmaksızın hasta kendi kendine bu ilacı alarak yaşamını sonlandırıyor. Türkiye'de uygulanımı suç sayılan bu yöntemleri, yardımlı intihar hizmeti sunan organizasyonların bulunduğu İsviçre'ye giderek talep etmek ve gerçekleştirmek intihar turizmi olgusunu gündeme getiriyor. 

Bu yasal öldürmenin tarihi nereye uzanıyor? 

Ötanazinin Tarihi

Felsefe birçok alanda olduğu üzere ötanazi kavramına ilişkin birçok eleştiri ve katkıda bulunuyor ve bu kavramın tarihini şekillendiriyor. Antik Çağ düşünürlerinden Platon her ne kadar ruhun ölümsüz olduğunu savunsa da kişinin ölümü kendisi için iyiyse bunun neden engellendiğini soruyor.

Bir taraftan Yasalar adlı kitabında, 'akılcı intihar' kavramını değerlendirirken diğer yandan tedavisiz hastalık ve sakatlıkların sonlanması için ötanaziyi gerekli bulduğunu ileri sürüyor.

Aynı dönem düşünürü Aristo, vatandaşın devlete üretmekle yükümlü olduğu, bu anlamda yaşamaktan kaçamayacağını savunurken sakat doğmuş çocukların öldürülmesinin (infantisit) yasal olmasını haklı buluyor. Hipokrat zamanına gelindiğinde, yeminde yer alan ötanazi yasağı Antik Çağ'da ötanazinin uygulanmadığına bir delil olarak kabul ediliyor.

Filozoflar ve İntihar

Eski Roma'da Seneca, intiharın bir özgürlük olduğu kanısıyla "Bineceğim gemiyi, oturacağım evi seçiyorsam ölümümü de seçmeliyim." diyerek kendini öldürüyor. Romalılar döneminde açılan hospis isimli terminal evresindeki hastaların palyatif bakımlarının yapıldığı misafirhanelerin çoğu, dinî kuruluşlarca kapatılıyor ve Hristiyanlığın yükselişi ile ötanazi kavramından uzaklaşılıyor.

Reform ve Rönesans hareketlerinin ardından Yeni Çağ'da ötanazi olgusu yeniden gündeme geliyor ve ötanazinin yasallaşması için çalışmaların başladığı 20. yüzyıla kadar tartışmalı şekilde ele alınıyor.