SOL Parti Bursa İl Örgütü'nden eylem: 'Pahalılığa, yoksulluğa yeter!'

SOL Parti Bursa İl Örgütü, ‘Yeter, gönderelim’ sloganıyla Bursa’da eylem gerçekleştirdi.

Osmangazi Metro İstasyonu'nda toplanan halk “Eşitlik, adalet memlekete sol gerek, tarikat cemaat hepsi kapatılacak, zam zulüm işkence işte AKP” sloganları eşliğinde Kent Meydanı'na yürüdü.

Buluşmada halk sorunlarını dile getirirken; SOL Partililer seçimler için iktidarı gönderme çağrısı yaptı, yoksullukla ve pahalılıkla mücadele için çözüm yollarını vurguladı.

Halk buluşmasına ayrıca Tüm Emeklilerin Sendikası, Barutçu Tekstil İşçileri ve Bursa Su Kolektifi de katılım gösterdi.

"20 YILDIR AKP REJİMİ KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEYEN MİLYONLAR VAR"

Eylemde konuşan SOL Parti Bursa İl Başkanı Uğur Kurt, “Bir yanda yirmi yılda ülkeyi ekonomisinden, adalet sistemine, toplumsal yapısından ahlaki değerlerine büyük bir çöküşün eşiğine götüren AKP iktidarı var. Bir yanda da 20 yıldır AKP rejimi karşısında diz çökmeyen, bu gerici faşist rejime iradesini ve ülkesini teslim etmeyen milyonlar var. Bugün bu meydanda, Bursa’nın Kent Meydanı’nda, geçmişin devrimci birikimiyle AKP iktidarına karşı; yılmadan, yanılmadan onuruyla mücadele edenler var” dedi.

Kurt, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu kent, bir işçi kenti, direnişin kenti. Metal fırtınaların koparıldığı kent burası. Bin 280 gün direnen Cargill işçilerinin kenti burası. Acarsoy, Turkuaz ve Barutçu direnişlerinin havzası burası. Bugün 98 gündür hakları için fabrika önünde direnen, mücadeleleriyle tüm işçi sınıfına ilham veren Barutçu Tekstil işçileri, emek mücadelesinin hakkını veren tekstil işçileri, emekçiler aramızda. Selam olsun alın terinize, selam olsun emeğin örgütlü gücüne ve mücadelesine."

"HANGİ YASAYI ÇIKARTIRSANIZ ÇIKARTIN..."

Uğur Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tarihsel bir eşikteyiz dostlar. Referandum niteliğindeki bu seçimde tüm muhalefet bileşenleriyle ortak hareket ederek tek adam rejimine, bu karanlığa son verebileceğimize inanıyoruz. Bu birikime, bu güce hep birlikte sahip olduğumuzu biliyoruz. Yeter ki tüm muhalefet bu sorumluluk bilinciyle hareket etsin. Ancak bununla da yetinemeyiz. Halkın sorunlarına çözüm olabilecek; anti-emperyalist, eşitlikçi laik, kamucu ve toplumsal barışı hedefleyen bir mücadeleyi örgütlemenin tek çıkar yol olduğunu biliyoruz.

Emeğin sömürülmediği, eşitliğin, adaletin temel alındığı onurlu bir geleceği birlikte kurabiliriz. O halde gelin sözümüzü bu meydandan herkese duyuralım: Hangi yasayı çıkartırsanız çıkartın, Uludağ’ın daha fazla ranta açılmasına izin vermeyeceğiz, buna hep birlikte direneceğiz. Herkes bilsin: Ferman saltanat heveslilerininse, meydanlar, alanlar, bizim. Dağıyla, taşıyla, ormanıyla suyuyla, tüm dokusuyla, bu kent bizim.”

İŞLEYEN: 'SEÇİM SİZİN SONUNUZ OLACAK'

Meydanda konuşan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen ise, “Bugün biz buraya umudun ateşini yakmaya geldik. Biz bugün bu karanlık iktidarın sonunu ilan edecek yürüyüşü başlatmaya geldik. Buradan ilan ediyoruz, seçim sizin sonunuz olacak. Bu seçimin sonrasında bu ülke yeni bir aydınlığa kavuşacak” dedi.

“Bu memleketi birleşerek güneşe çıkartacak bütün mücadeleyi dişe diş kora kor örgütleyeceğiz” diyen İşleyen, “Bugün buradan meydan okuyoruz, 20 yıldır yürüttüğünüz mücadelenin onuruyla meydan okuyoruz. Sizin hilelerinize de zorbalığınıza da hepsini bu ülkenin başında def edeceğiz. Bir yürüyüş başlıyor, bu meydandan gecemizi gündüze katmaya ve sonunda kazanmaya hazır mıyız? 20 yıldır bu İktidara karşı tereddütsüz bir mücadele yürüttük. Kendimizi değil, bu memleketin çıkarını ön plana alan sorumlulukla mücadele ettik” ifadelerini kullandı.

İşleyen, "Onlar atları çalmanın hesabını yapıyorlar. Kaybedecekleri seçimi kazanmak için her türlü hileye başvuruyorlar. Bu ülkenin yurtsever insanlarıyla omuz omuza vereceğiz, o atları çaldırmayacağız" dedi.

"EMİN OLUN Kİ SİZDEN HESAP SORACAĞIZ"

İşleyen şöyle devam etti:

“Hepiniz aynı sorumlulukla mücadele etmek zorundasınız. Bu seçim ilk turda bitecek bir seçim olmalı. Sorumluluk çağrımızı yeniliyoruz. Bizim için değil, sadece bütün muhalefet için sorumluluk zamanıdır. Herkesin aklını başına alması gerektiği bir zamandayız. Bu seçimi ilk turda, tek turda bitirmek için herkes sorumlu davranmak zorundadır. Bu ülkede bir çocuk, karne günü annesi ona et aldığı için seviniyor.

Kendisini çalıştığı markete asan çocuklar var. Bu ülkede bunlar varken ey muhalefet bu iktidarla anayasa masasına oturma! O mecliste bunların kirli oyununa alet olmayın. Bunu yaparsanız bu millet size hesabını sorar. Emin olun ki bizler de sizden hesap soracağız. Tek adam rejimini yeneceğiz. Bu ülkenin işçisi ve emekçisi insanca yaşayarak emeğinin karşılığını alacak. Bizden çaldıkları her şeyi onlardan geri alacağız.”

"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİNİ REDDEDİN"

İşleyen’in ardından konuşan SOL Feminist Hareket Bursa Temsilcisi Serpil Namalan şu ifadeleri kullandı:

"AKP’nin iktidarda olduğu 20 yıl içinde yasam hakkı kocaları, sevgilileri, aile fertleri tarafından yok edilen binlerce kadın ve bununla birlikte okul çağında evlendirilerek evin içine ve erkek düzenine muhtaç edilen, emeği, bedeni, ruhu somürülen kız çocuklar iktidarın bu gerici karanlık hesaplarının kurbanı oldu. İktidar, kadınları, çocukları ve LGBTİ+’ları daha güvencesiz kılmak için İstanbul Sözlesmesi’ni iptal etti.

İşyerlerinde eşitsiz koşullarda sermaye tarafından emekleri acımasızca sömürülen kadınlar bugün içinde bulunulan ekonomik kriz ve yoksulluk döneminde türlü bahanelerle ya işlerinden edildi. Tarikat-Cemaat ağlarıyla üzerimize serilmeye çalışılan her türlü karanlığı, ülkenin tüm kurumlarına sızarak yaymaya çalışan iktidarla Anayasa yapmayı reddediyoruz. Buradayız ve asla yalnız yürümeyeceğiz."

"FABRİKA 9 KADIN İŞÇİYİ İŞTEN ÇIKARDI"

Halk kürsüsünde konuşan diğer konuşmacılar ise şunları ifade etti:

Tekstil işçisi Emine Varol: “Barutçu Tekstil’de 6 yıldır çalışan bir işçiyim. Kötü çalışma koşulları ve düşük ücretler nedeniyle sendikaya üye olduk. Ancak fabrika 9 kadın işçiyi işten çıkardı. 98 gündür direniyoruz. Tüm Bursa halkından destek bekliyoruz.”

Öziplik İş Örgütlenme Uzmanı Emel Didir: “Tüm Bursa halkına sesleniyoruz. Anayasal hakkımız olan sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık. Biz bir araya gelirsek hukuksuzluğun karşısında birlikte durursak, boyun eğmezsek insanca çalışılabilir bir ülkede insan onuruna yakışır bir hayat yaşarız.”