Malta basınında yer alan habere göre, Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi (ECCHR) ve Almanya merkezli sivil toplum kuruluşu Sea Watch, 30 Kasım'da Malta Başbakanı Robert Abela ve Joseph Muscat'ı "2018-2021 yıllarında Akdeniz'de çok sayıda göçmenin teknelerine el koyarak özgürlükten yoksun bırakmakla" suçladı.
Sea Watch ve sivil toplum kuruluşlarının elde ettiği kanıtlara yer verilen iddianamede "denizde 12 kişinin (düzensiz göçmen ve mültecilerin) hürriyetten mahrum bırakılması olayının incelendiği ve üst düzey faillerin bireysel olarak sorumlu olduğu" vurgulandı.
İddianamede suçlananlar arasında İtalya'nın İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ile İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini, Avrupa Birliği'nin Dışişleri ve Güvenlik Politikası eski Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Avrupa sınır ajansı Frontex'in eski direktörü Fabrice Leggeri'nin yanı sıra Malta ve İtalyan Kurtarma Koordinasyon Merkezi'nin de yer aldı.
Ayrıca, iddianamede, AB üyesi devletlerin ve AB kurumlarının, 2016'dan bu yana, Libya Sahil Güvenlik ekiplerine finansman, devriye botları, çeşitli ekipman ve eğitim sağladığına dikkat çekildi.
"LİBYA, GÖÇMENLER İÇİN GÜVENLİ BİR YER DEĞİL"
ECCHR'den yapılan açıklamada, AB kurumlarının yanı sıra İtalya ve Malta yetkililerinin mültecilerin ve göçmenlerin Libya'dan deniz yoluyla kaçmasını önlemek için Libya ile işbirliğini güçlendirdiğine işaret edildi.
ECCHR'nin Uluslararası Suçlar ve Hesap Verebilirlik Programı Direktörü Andreas Schueller, "Libya'da göçmen ve mültecilere yönelik insanlık dışı muamele ve gözaltı koşulları yıllardır biliniyor. Ülke, göçmenler ve mülteciler için güvenli bir yer değil. Uluslararası deniz hukuku uyarınca, denizde kurtarılan insanlar güvenli bir yerde karaya çıkarılmalıdır. Hiç kimse denizde kurtarıldıktan sonra Libya'ya geri gönderilmemeli" ifadelerini kullandı.
Libya, son yıllarda yoksulluk ve çatışmalardan kaçan çoğu Afrikalı binlerce düzensiz göçmenin Avrupa'ya geçişinde en çok kullanılan ülke haline geldi.