En İyi La La Land Benzeri Filmler

2016 yılında vizyona giren müzikal türündeki La La Land kelimenin tam anlamıyla ortalığı yıktı geçti desek yanlış olmaz çünkü tam 14 dalda Oscar adayı oldu ve bunların 6 tanesini kazandı. Altın Küre ve BAFTA gibi pek çok önemli organizasyon tarafından da sayısız ödüle layık görülen La La Land, Hollywood dünyasında unutulan müzikal türünü yeniden canlandırdı. 

La La Land filmindeki karakterlerimizden Mia oyunculuk hayalinin peşinde koşarken Sebastian müzik dünyasına girmeye çalışmaktadır. İkilinin karşılaşması sonrası aralarında başlayan aşk ise izleyenleri sanat dolu bir hikayenin içine dahil ediyor. Yahu ben bayıldım bu filme diyorsanız La La Land benzeri filmleri de en az aynı keyifle izleyebileceğinizden eminiz. 

En iyi La La Land benzeri filmler:

Karanlıkta parlamaya çalışan bir yıldız: The Band Wagon

Başarılı bir dansçı olan Tony Hunter’ın kariyeri ufaktan sallantıya girmiştir. Arkadaşları onun başrolde olduğu bir oyun yazarak yıldızının sönmesine izin vermemeye karar vermişlerdir. Ancak oyunun yönetmeni hikayeye müdahale eder ve bir komedi olan bu oyunu Faust benzeri bir hikayeye çevirir. Dansçımızın yıldızını parlatacak oyun, bir anda daha karanlık bir hikaye haline gelir. 

Müzik dünyanın bilinmeyen sırları: Inside Llewyn Davis

Coen Kardeşler imzalı Inside Llewyn Davis filmi 1960’lı yılların New York şehrinde geçiyor. Müziğin en hareketli günlerini yaşadığı bu dönemde karakterimiz Llewyn Davis de bu dünyaya dahil olmaya çalışır. Evsiz ve beş parasız bir şekilde kapı kapı yapımcıları gezen müzisyen üzerinden şehrin acımasız yapısını görüyor ve müzik dünyasının hiç bilinmeyen sırlarını öğreniyoruz. 

Tarihin ilk sirkinin hikayesi: The Greatest Showman

Tarihin ilk sirkinin kuruluş hikayesini izlediğimiz The Greatest Showman filminde karakterimiz P. T. Barnum bir iş adamıdır. Ticaret hayatından bıkan Barnum 1841 yılında bir hayalin peşinde yollara düşer. Düştüğü yolda dünyayı karış karış gezen Barnım, inanılmaz becerilere ve garip anomalilere sahip olan insanları toplamaya başlar. Hayali, dünyanın görüp görebileceği en ihtişamlı şova imza atmaktır. 

Sönmeyen gençlik ateşi: Rebel Without a Cause

Dönemin orta sınıf Amerikan toplumunu tüm çıplaklığıyla izlediğimiz Rebel Without a Cause filmindeki karakterimiz 17 yaşındaki bir genç olan Jim’dir. Ailesiyle Los Angeles’a taşınan Jim burada lise eğitimine devam eder ama toplumla pek uyumlu değildir. Jim, kamuya açık alanda içki içtiği için tutuklandıktan sonra ailesi olaya müdahale eder ve dönemin gençliğinin hiç bilinmeyen yüzleriyle karşılaşmaya başlarız. 

Modern bir Romeo ve Juliet öyküsü: West Side Story

Dünya sinema tarihinde müzikal denilince akla gelen ilk filmlerden bir tanesi olan West Side Story, adını sinema tarihinin kült filmleri arasına yazdırmayı başarmıştır. Köpekbalıkları ve Jetler olarak anılan iki sokak çetesinin üyesi olan bir kız ve bir erkek birbirlerine aşık olurlar. Bu noktadan sonra izleyecekleriniz bir yerden tanıdık gelebilir çünkü filmimiz efsane oyun Romeo ve Juliet’in modern bir uyarlaması. 

Dansçının gönlünü kazanacak düello: Moulin Rouge!

Christian, genç ve duygusal bir şairdir. Her gece aynı gece kulübüne gider ve dansçıları izler. Elbette bir noktada duygularına hakim olamaz ve dansçılardan birine aşık olur. Christian’ın tam tersi bir karaktere sahip olan Dük de aynı kıza aşıktır. Müziğin ritmi ile birlikte gerilimi de artan bu hikayemizde dansçı kızın gönlünü kimin kazanacağı bir düello ile belirlenecektir. 

Aşkın büyüsünü bozan gerçekler: The Umbrellas of Cherbourg

Geneviève, annesinin şemsiye dükkanında çalışan genç ve güzel bir kadındır. Annesi onaylamasa bile Geneviève ile tamirci Guy arasında tutkulu bir aşk vardır ve genç kadın en sonunda hamile kalır. Guy uzaklara gidince Geneviève bir başına kalır ama ona aşık olan zengin kuyumcu Roland, hamile olmasını da kabullenerek onunla evlenmek ister. İşte bu noktadan sonra Geneviève’nin büyük seçimi başlar. 

Sinemada ses devrimi: The Artist

Vizyona girdiği dönem izleyicilerden ve eleştirmenlerden tam not alarak sayısız ödüle layık görülen The Artist, siyah beyaz bir film olmasıyla dikkat çekiyor. 1920’li yılların Hollywood dünyasında geçen hikayede, sinema dünyasında bir devrim olan sesli filmlerin ortaya çıkmasının hikayesini izliyoruz. Sessiz sinema döneminin yıldızlarının sesli sinemanın başlamasıyla beraber yaşadıkları olaylar, izleyenlere keyifli bir dille anlatılıyor. 

Efsane müzikal: Singin' in the Rain

Sinema tarihinin en başarılı müzikal yapımlarından bir tanesi olan Singin' in the Rain filminde, karakterimiz Don Lockwood’un hikayesini izliyoruz. Kariyer basamaklarını hızla tırmanarak ünlü bir oyuncu haline gelen karakterimiz, kendi gibi ünlü bir oyuncu olan Kathy Selden tarafından reddedilince güveni sarsılır. İkili arasında başlayan aşk ise hikayeyi bambaşka bir noktaya getirir.

Aferinden daha zararlı bir kelime yoktur: Whiplash

Vizyona girdiği dönem büyük ses getiren yapımlardan bir tanesi olan Whiplash filminde, hayatını bateri çalmaya adamış karakterimiz Andrew’un hikayesini izliyoruz. Dünyanın en iyi müzik okullarından birinde eğitim görmeye başlayan karakterimiz, gerçek bir caz duayeni olan Terence Fletcher’dan dersler almaya başladığı zaman ise müzik tutkusu ile kişisel hırsları arasında kalacaktır.