İktidarın iktisatçıların bütün uyarılarına karşın inatla devam ettirdiği ekonomi modeli en fazla emekçiyi vuruyor. İşçisinden memuruna emekçiler “yoksullaştıran model”e tepki gösteriyor.
GELİRDEKİ PAYIMIZ AZALDI
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, iktidarın temel politikasının TL’nin değersizleştirilmesi, emeğin baskılanması ve ucuzlatılması üzerine kurulu olduğunu söyledi. Bu modelin yüksek enflasyon getirdiğini belirten Çerkezoğlu, bu nedenle milyonlarca işçi, ücretli, emekli açısından yoksullaşmanın yaşandığına işaret ederek şöyle devam etti:
“TÜİK’in tartışmalı rakamlarına göre enflasyon yüzde 80, gıda enflasyonu yüzde 95’e ulaştı. Emeklinin, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik kesimin gıda enflasyonu ise yüzde 140. Müthiş bir yoksullaşma sürecine girdik.” Asgari ücretin “ortalama” haline geldiğine atıf yapan Çerkezoğlu, bu ücretin de açlık sınırının altında kaldığını belirtti. Modelin “yoksuldan alıp zengine verdiğini” kaydeden Çerkezoğlu, “Büyümeden söz ediliyor ama ücretlilerin milli gelirden aldığı pay yüzde 39’dan yüzde 31’e geriledi. Sermayenin payı ise yüzde 41’den yüzde 48’e çıktı” dedi. Kriz dönemlerinde işçi sınıfının ekmeğini koruyabilmesinin tek bir yolu olduğunu da anımsatan Çerkezoğlu, şöyle devam etti: “O da sendikalı olmak, örgütlü olmak yani demokrasi meselesidir. Sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması temel gündemdir. Yüksek enflasyon, ücretlileri yoksullaştıran politikalar karşısında ekmeğimizi koruyabilmek için örgütlü olmak zorundayız.”
ÜLKEYİ BORÇLANDIRIYOR
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de iktidarın tercihini daha çok sermayeden yana kullandığına dikkat çekti. Bankaların kârını yüzde 400 artırdıklarını, ‘5’li müteahhitlerin kârlarına kâr artırdıklarını belirten Bozgeyik, buna karşın emekçilerin her geçen gün daha fazla yoksullaştığını söyledi.
Merkez Bankası’nın faiz indirme kararının sonuçlarına bakıldığında döviz ve akaryakıt fiyatlarının hemen arttığına işaret eden Bozgeyik, şu vurguları yaptı: “Bu ekonomik program dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan, bilimsel olmayan AKP’ye has bir uygulama. Ülkeyi daha çok borçlandırıyor. Geleceğimizin de ipotek altına alındığı bir süreç. Emekçiler açısından önümüzdeki günler daha da zorlu geçecek.” Bozgeyik ayrıca, geçen temmuzda memur maaşlarına zam yapıldığını anımsatarak gıda başta olmak üzere maliyetlerdeki artışla birlikte bir aylık süreçte ücretlerde kayıp oluştuğunu belirtti.
ÜCRETLER YENİLENMELİ
Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık ise enflasyonun nasıl önleneceğinin belli olduğunu, buna karşın AKP’nin model “uydurduğunu” söyledi.
Balık, şunları anlattı: “Enflasyonun çok yüksek olduğu ortamda altı ay sonunda yüzde 40 fark ödenmesi kaybın kapatılacağı anlamına gelmiyor. Çünkü geçen yıl ile bu yıl arasında emekçinin alım gücü kaybı yüzde 80’lere ulaştı. Ücretlere yüzde 100 zam yapsalar bile bu değişmez.” Balık ayrıca, yeni bir ödeme sistemi geliştirilmesi ve tüm çalışanların ücretlerinin yeniden belirlenmesi gerektiğini söyledi.
www.idrak34.com