AGİT ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) gözlemcilerinden oluşan uluslararası seçim gözlem heyeti, dün yapılan Cumhurbaşkanı ve 28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. AGİT Kısa Dönem Gözlem Heyeti Lideri Michael Georg Link, "Biz gözlemciler bu seçimlere katılımın bu kadar yüksek olmasından etkilenmiş durumdayız. Türk halkı kendilerinin, Türkiye’nin geleceği ile ilgili söz sahibi olmalarının taahhütlerini göstermiştir. Bazı politik alternatifler bulunsa da bunların birlikte yarıştığı ortam eşit şartlarda gerçekleşmiyordu. Temel bazı özgürlüklerin kısıtlanıyor olması, bazı partilerin, siyasetçilerin seçim sürecine dahil olmasının engellemesi de dez avantajlara neden oldu. Seçim çok kutuplaşmış bir ortamda gerçekleşti. Şeffaflık konusunda bazı endişeler gündeme getirildi. Türkiye’deki ortama baktığımızda seçmenlerin ve adayların kayıt altına alınmasında olumlu gelişme olduğunu görüyoruz" dedi.
AKPM Heyet Başkanı Frank Schwabe, yetkili makamlar tarafından Türkiye’ye davet edildiklerini, ancak Yüksek Seçim Kurulu'nun yakın ilişki kurmadığını söyledi. Schwabe, "Türkiye’deki seçimlerde katılımın bu kadar yüksek olması bizi de etkiledi. Türk demokrasisi halen nefes alıyor ve canlı. Türk demokrasisi direnç sağlıyor, bu katlım oranında bunu görüyoruz. Seçim yasakları devam ederken YSK çıkıp açıklama yapmadı, belli saatlere kadar YSK’yı ekranlarda göremedik. YSK’yı şeffaflık konusunda ilkelerini iyileştirmeye davet ediyoruz" diye konuştu.
‘DEPREM BÖLGESİNDEN KATILIM AZ OLDU’
AGİT Parlamenter Asamblesi Heyet Başkanı Farah Karimi, Türkiye’ye gelen gözlemcilerin sıcak karşılandığını kaydederek, "Türkiye’nin dört bir yanında gözlemcilerimiz çok sıcak karşılandı. Her ne kadar politik alternatif Türk halkına sunulsa da bu seçimlerde iktidara haksız, adil olmayan avantajlar ve faydalar sağlandı. Seçim listelerindeki kadın sayılarının erkek adayları ile eşit rakamlara getirilmesini öneriyoruz. Depremlerde yaşanan yıkımdan dolayı adres ve evlerinden olanların eski ikamet adreslerine dönmeleri ya da ikamet adreslerini değiştirmeleri için yeterli aksiyona geçilmemesi nedeniyle bu grubun büyük kısmı oy verme hakkından faydalanamamıştır Deprem bölgesinde seçime katılımın daha az olduğunu gördük. Yasal olarak oy verme konusunda önlerinde engel yoktu; ama uygulama konusunda zorluklar vardı, ilave para harcamak, zaman almak, bunun duygusal yükü de vardı. Umuyoruz ki ikinci turda daha iyi tedbirler alınır ve deprem bölgesinde olup bu hakkından faydalananların sayısı artar" ifadelerini kullandı.
‘SEÇİM BARIŞÇIL ORTAMDA GERÇEKLEŞTİ’
AGİT Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Büyükelçi Jan Petersen ise 6 haftadır Türkiye’de bulunduklarını anımsatarak, "Ben Türkiye’yi bu demokratik ruhtan dolayı tebrik etmek istiyorum, seçime yüksek katılım sağlandı. YSK’nın teknik açıdan çalışmalarına baktığımızda etkin olduğunu gördük. YSK, teknik olarak etkin olsa da şeffaflıktan yoksun olduğunu gördük. YSK, kararlarını yasal olarak paylaşma hakkı bulunduğu halde paylaşmadı. Adayların ve siyasi partilerin nasıl medyada yer aldıklarını izledik. Tarafsızlık olması gerekirken bunun olmadığını gördük. Dezenformasyon Yasası nedeniyle web sitelerinin engellendiğini, gazetecilerin gözaltına alındığını gördük. Bu da devamında ifade özgürlüğünü daha da zedelemiş durumda. İktidar partisi pek çok yayın kuruluşunda taraflı şekilde daha fazla yer alma imkanı yakaladı. Seçim günü barışçıl bir ortamda gerçekleşti. Barışçıl ortam hakimdi. Sandıkların kapatılması ve mühürlenmesi, seçmenlerin kimlik kontrolünün bazı usullerle uyuşmadığını gördük. Aileler ve grup bireyler birlikte oy verdiler. Birçok sandıkta gözlemcilerimiz görev aldı ve hepsinden farklı türlerde raporlar geldi. Genel izlemimiz şu; oy verme süreci genel olarak iyi organize olmuştu, pozitif olarak değerlendirildi. Oyların sayılması noktasında usule uygunsuz hatalar yapıldı" dedi.